Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, TÜGVA Diyarbakır İl Temsilciliği Divan programına katıldı.
Programa Vali Güzeloğlu’nun yanı sıra; TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı Sayın Emrullah Şanlan, Bağlar Kaymakamı Sayın Barış Demirtaş, Yenişehir Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sayın Serdar Kartal, Kayapınar Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sayın Ünal Koç, Sur Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Sayın Abdullah Çitfçi, Çermik Kaymakamı Sayın Nazlı Demir, İl Emniyet Müdürü Sayın Tacettin Aslan, Kamu Kurum ve Kuruluşları üst düzey yetkilileri, TÜGVA Diyarbakır İl Temsilcisi Sayın Mahmut Yağmur, TÜGVA Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda genç davetli katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılış programı Kuran-ı Kerim tilaveti ile devam etti.
TÜGVA Manifestosu ve TÜGVA Diyarbakır ile ilgili hazırlanan tanıtım filmlerinin gösterimi sonrasında, TÜGVA Diyarbakır İl Temsilcisi Sayın Mahmut Yağmur tarafından yapılan açış konuşması gerçekleştirildi.
Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada; “TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı değerli kardeşimiz, değerli çalışma arkadaşlarım, Tügva’nın aşkını, şevkini ve heyecanını ilk günden itibaren Diyarbakır'da yaşatan değerli Mahmut kardeşim ve Tügva’ ya emek veren bir fidanı, bugün köklü ve güçlü bir gövdeye, bir tohumu, bugün biraz önce gördüğümüz gibi Diyarbakır'ın her köşesinde çok büyük bir zenginliğe dönüştüren, Tügva’nın gönül taşları, bu heyecanın paydaşları, Tügva’nın ve ailesinin çok güzel mensupları, sevgili gençler hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. İnsanın en değerli ve en güzel zamanıdır gençliği. Gençlik hayatının yaşanmasında, hayatın anlaşılmasında ve hayatın geleceğinin inşasında en özel zamandır. Şüphesiz bu dönem hayatın geleceğinin ve size bağlı geleceğin yanında toplumun geleceğinin belirlendiği çok kıymetli bir zamandır. Bu dönemi TÜGVA’nın manifestosunda ifade ettiği gibi bilgi ve manevi değerlerle inşa eder ve geleceği bunun üzerinde İnşallah gerçekleştirirsiniz. Ülkenin geleceği, milletin geleceği, şehirlerin geleceği, o derece güzel olur, hayırlı olur, bereketli olur. Sahip çıkmak noktasındaki bu dönemde, içselleştirirseniz, gün gelir bu şuur ve iman, 15 Temmuz ihanetinde tankın karşısına çıkan can olur, ihanetin karşısında duran aşılmaz bir iman olur. Bunu sahiplenirseniz, siz ve sizin çevrenizdeki herkes, ülkeyi geleceğe taşıyacak, aydınlık yarınlara taşıyacak, bir ışık olur, bir heyecan olur, bir can olur. Meseleye baktığımız yer budur. Bu ülkenin helal süt emmiş annesinden, hayır duasını almış babasından her bir evladını bu ülkeyi ebediyete kadar taşıyacak bir inancı, bir imanı temsil edecek bir nefer, bu ülkeyi seven, bu ülkeye, bayrağına, vatanına, toprağına, ezanına, inancına karşı tehditler karşısında canını feda edecek, bu kararlığı sergileyecek bir inanç abidesi olarak yetiştirmektir. Bilin ki gençliğin enerjisi ve zenginliği bütün ihanet odaklarının da hedefidir. Çünkü bir toplumu değiştirmek, bir toplumu dönüştürmek, bir toplumu ya ihyaya ya imhaya götürmek istiyorsanız, bunun anahtarı gençtedir, gençliktedir. Biz gencimizi, bütün bu ihanet odaklarının, bu ihanet düşüncelerinin ve onların şüphesiz hedeflerinin dışında tutmak, özüne, kendisine, ülkesine, vatanına, milletine bu anlamda bağlı bir birey olarak yetiştirmek zorundayız. Çok uzun yıllar bu noktadaki boşluk, şüphesiz yaşadığımız bir çok acı tecrübenin, olayın nedeni oldu. Tıpkı merhum milli şairimiz Akif'in dediği gibi “Vatana sahip çıkarsan, vatan şüphesiz batmayacaktır ama sen sahip çıkmazsan da başta vatan olmak üzere bütün değerler tehlike altındadır”. Sizlerin TÜGVA çatısı altında, yeni nesil gençlik başlığında bütün bu değerleri hazmeden, bütün bu değerleri bu anlamda içselleştirerek, hem kendisine hem de toplumuna taşıyacak bir nefer, yenilmez bir Selahattin, aşılmaz bir imanı taşıyan bir Recep Tayyip Erdoğan olacağınızı biliyoruz.
Cumhurbaşkanımızın şahsında Türkiye'nin İslam aleminde ve insanlık aleminde, bugün öncü duruşunu her birinizin taşıyacağına inanıyoruz. Hakkı tutup kaldıran, her ne pahasına olursa olsun, hakkı yaşatan ve haksızlık karşısında dimdik duracak, yenilmez sıradağlar olacağınızı hissediyoruz. Bilin ki bu iman oldukça, bu duruş oldukça, hiçbir ihanet ve onun destekçisi hedefine ulaşamayacak, bizi bu kutlu yolumuzdan döndürmeyecek inşallah.
Ülkemiz sadece sınırlarında değil, insanlık adına sorumluluk taşıyan bir ülke konumunda.
Geleceğin büyük Türkiye’si sadece sınırlarımızda değil, insanlık adına bütün değerleri ve sorumlulukları taşıyan bir sorumlulukla bize görevler yüklüyor. Türkiye Cumhuriyeti bugün dünya üzerinde, dünyanın beşten büyük olduğunu ortaya koyan, nerede bir haksızlık varsa orada hakkı her ne pahasına olursa olsun tutup kaldıran, sırf topraklarında beş milyona yakın vatansız, yersiz, yurtsuz ve çaresize çare olan bir ahlaki, bir imanı, bir insani duruşu temsil ediyor. Biz bir büyük medeniyetin bugün temsilcileri olarak, insanlığın değerlerinin ihyasında ve şüphesiz başta huzur, barış ve esenliğin temin ve tesis edilmesinde izleniyoruz, gözleniyoruz. En önemlisi aldığımız dualarla hamdolsun, yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz. Hiç kimse tarihinin hiçbir döneminde, haksızlık üzerine inşa edilmemiş, yanlışa konu edilmemiş bir geçmişimizden, geleceğimize kadar bizi bu kararlılığımızdan ne vazgeçirebilir ne döndürebilir. Maddi ve manevi, bütün birikimleriyle bu büyük devlet ve millet, bu kararlılıkla başta, 2023, 2053 ve 2071 gibi tarihimizin kutlu dönemlerini hedef alan bir büyük hedefin, bir büyük gayretin, bir büyük yürüyüşün içindedir.
Geleceğin inşasında kendi adıyla, buluşuyla anılan bir gençlik yetiştiriyoruz
Her birinizin ve bu salonda olmayan, bu çatı altında olan, bu değerlere inanan her bir gencimizin, özünü bilen ama dünyayı da kavrayan ve takip eden teknolojiyi kullanan değil, teknoloji üreten, bilimin geçmiş dönemleri ile değil artık geleceğinin inşasında kendi adıyla, buluşlarıyla, patentleriyle ve tescillenmiş bu anlamdaki girişimleri ile zikredilen, sorumluluğunu şahsından başlayarak çevresine, ülkesine ve dünyaya kadar taşıyabilen bir bakış açısına sahip olmasını istiyoruz. İlk emri oku olan bu muazzez dinin inananları olarak, okumayı kendinizden başlayarak, topluma, dünyaya ve bir büyük ufka taşımanızı bekliyoruz. Şüphesiz okuduğunuz zaman, okuduğunuz ölçüde de amel etmenizi, yani davranmanızı, inisiyatif almanızı ve hakkı tutup kaldırmanızı istiyoruz. Bütün bu beklentilerimizi gerçekleştirmek için de sizlerin bu değerlerle yetişmesine büyük bir gayret ve emek sarf ediyoruz. Biraz önce konuşulan ve aktarılan, Diyarbakır’da başlayan bu heyecanın bize ve bu anlamda hakkı tutup kaldırırsak, batılın hiçbir yaşama şansı kalmaz. Hiçbir şekilde var olma şansı kalmaz. Hiçbir şekilde var olma şansı olamaz. Diyarbakır gibi insanlığın ve islam'ın bir özel ve çok güzel bir şehrini, peygamber ve sahabe toprağıdır hak aşığı gönül dostluğu sayısız erenin yaşadığı bu topraklarda, ilimin tarihin kültürün İrfan'ın şehri Diyarbakır'ı sizler bu değerleri ile İnşallah özne taşıyacaksınız. Gerçek Diyarbakır'ın her yanı ve yönüyle, her değeri ile yeniden özüne dönen bu güzellikleri ile sunulan ve yaşanılan bir şehir olmasına katkı sağlayacaksınız. Bugün bir diyarı huzur olan Diyarbakır'da her bir köşesinde bu inancı taşıyan, yaşatacak ve yeşertecek bizim genç kahramanlarımız olacaksınız İnşallah. TÜGVA düşüncesinin kuruluşundan bugüne böylesi çok büyük bir aileye böylesi gönlü güzel, kendi güzel ve İnşallah yaptığı güzel bir büyük zenginliğe, şüphesiz dönüşmesinde en büyük pay liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ındır.
Cumhurbaşkanımızın şahsında bu gönüllü hareketin her bir noktasında katkı sunan isimsiz gönül erenlerine, şüphesiz TÜGVA’nın değerli genel başkanı kardeşimizden bugün burada aramızda bulunan Genel Başkan Yardımcısı Emrullah kardeşime ve yönetimine, TÜGVA’nın Diyarbakır’da düşünceden gerçeğe, fidandan meyveye, tohumdan gövdeye dönüşmesini sağlayan değerli Mahmut kardeşime, yönetimine, katkı veren bütün herkese milletim ve gençliğim adına içtenlikle teşekkür ediyorum. Sağolun var olun. Gelecek her gün, inşallah güzellikler taşıyacaktır. Bugünden daha iyi, hayırlı, güçlü ve gelişmiş bir il ve ülke gerçeğine bizi ulaştıracaktır. Bu anlamda tekrar bu heyecanla sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu bir kez daha belirtmek istiyorum, sağlanan bu huzur ve güven ortamında en büyük emaneti, varlıklarını bu değerler uğruna feda eden aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anmak istiyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Bu duruşla bu yolculukta dimdik duran, bu değerleri taşıyan, bu kararlıkları sergileyen bütün Selahattinlere de selam olsun” dedi.

